İlk sabit disk 1950′li yıllarda keşfedilmiştir. O zamanlar disk plakalarının çapı 50cm civarındaydı, bu boyuta karşılık ancak birkaç megabyte depolanabiliyordu. Önceleri IBM’in deyimiyle “fixed disks” olarak adlandırılmış, daha sonra ise “hard disks” olarak gerçek kimliğine kavuşmuş ve bu haliyle literatüre geçmiştir. Sabit diskten sonra ilerleyen teknolojiyle beraber “floppy disks” olarak bilinen disketler üretilmiştir. Veri taşımanın tarihteki ilk adımı 5.25 inç’lik floppy disklerle atılmıştır. Disketler esnek plastik film plakası üzerine manyetik olarak veri yazılması prensibiyle çalışır. Bu, sabit disklerdeki teknikle aynıdır sadece depolama için kullandıkları plakalar farklı metaryellerden üretilmiştir.
Günümüzde bir masaüstü bilgisayar çoğunlukla 60GB ile 300GB arasında veri depolama kapasitesine sahiptir. Diske yüklenen dosyalar, plaka üzerinde byte denilen en küçük veri paketçikleri şeklinde saklanır. Aslında 1 byte 8 bitten oluşur, bunu düşündüğümüzde en küçük birim bit denilebilir fakat 1 bitin depolama olarak bir anlamı yoktur. Çünkü diske yazılan her veri byte olarak paketlenir. Örneğin bir programın açılması için çağrılan dosyalar byte’lar halinde işlemciye gönderilir.
Bir sabit diskin performansını ölçebilmek için iki yol vardır;
- Veri Akış Hızı – Saniye başına CPU’ya gönderilen byte miktarıdır. Güncel disklerde bu değer 5 ile 80MB arasında değişmektedir.
- Tepki Süresi – Çağrılan bir dosyanın tek byte’ının işlemciye ulaşma süresidir. Genellikle 10 ile 20 milisaniye arasında değişir.
0 yorum:
Yorum Gönder